Tam bir hafta once bugun esyalarimiz geldi. Esyalar gelmeden bir gece once beni bir huzun basmisti ki sormayin. Daha onceleri de yurtdisinda kisa sureli yasamistik, yanimiza giysilerimiz disinda hicbirsey almamistik. Cunku geciciydi, cunku kisa sureliydi. Burada ise durum farkli, zaten bildigim ama herhalde inanmak istemedigim, bu diyarlarda uzun sureli kalma dusuncesinin su ana kadar ben hep uzerini ortmusum, esyalarin gelmesi gercegi ile bu dusunce bir anda su uzerine cikti ve bende kisa sureli Pazar depresyonuna sebep oldu. Dip not Pazarlari zaten genelde motivasyonum dusuk oluyor, sebebi ise sosyal medyada paylasilan Cesme cogunluklu deniz fotograflari. Simdilik hayatimdan bir yaz eksildi ama Ocak ayi ile baslayan donemde hayatimdaki yazlari ikilemeyi dusunuyorum.
Esyalara ve Pazartesi gunune donecek olursak, cok yogun bir gundu. Ozii ile erkenden kalktik ve kamyonu beklemeye basladik. Bir saat gecikti ve dokuz bucuk gibi geldi. Bu sefer biz de bir bayram havasi. Esyalar bir bir kamyondan indirildi ve iki kisi tarafindan eve ve ilgili odaya tasindi. Baslarinda bir de kolu kirik sefleri oldugunu iddia eden, hiphop tarzi giyimiyle dikkat ceken bir genc de vardi. Sef mef ama alcili kolu ile kutulari acmaya yardim etti. Ozii'nin dersi oldugu icin, ogleye dogru evden cikti. Ozii'nin gitmesi ile esya koli listesini ben devr aldim ve abileri odalara yonlendirmeye basladim. " Numberrrr 45, kitchenware, to the kitchen please :)"
Esyalar tasindiktan sonra bu iki abi salonda yere oturup Ikea kutuphanelerinin montaji ile ilgili kafa yormaya basladilar. Cok degisik bir is bundan sonrasi. Demonte gelen, belki daha once hic rastlamadigin sekilde tasarlanmis mobilyalari monte etmeye calismak. Kutuphaneyi yapmalari bir saatlerini aldi diyebilirim. En cok da yatagi monte ederken zorlandilar. Bu arada hos bir detay oldu ve kapimiz calindi. Bilin bakalim kim kapidaki? Shelly teyze tabii ki, elinde de kendi yaptigi cikolata soslu kek :) tam da bize yardima gelen Utku ile ne yesek diye dusunuyorduk. Zamanlama muthis. Konudan konuya atlamak boyle olsa gerek ki Shelly teyzenin tabagini bos geri goturmedim tabii ki, sonunda burada bulabildigim irmik ile sutlu irmik tatlisi yaptim. Yummy :) Konumuza donecek olursak esyalar monte olurken Utku abilerle birlikte butun ogleden sonra calisti, biz de Bengu ile bizim camekanda icimizi isitan hatta yakan gunes esliginde derin muhabbet ettik. Pek keyifliydi. Hava kararmaya yakin hala is bitmemisti ki iki abi gitti, iki yeni abi geldi isi bitirmek icin. Bu sirada ortalik karisti cok, Ozii geldi, benim sanirsam tansiyonum dustu acliktan, sonra pizza soyledik, geldi, hep beraber yedik, bu sirada abilerle muhabbet ettik, sonra bir sekilde esyalar tamamlandi, kutular atildi, derken bitiverdi. Sonrasinda ise abileri ugurladiktan sonra Bengu ve Utku ile beraber film keyfi yaptik. Gun sonunda yorgunluktan oluyordum. Bu arada hep abiler dedim ama sanirsam cogu benden kucuktu :) bir de bu abilerin yani sira " finishing touch ladies' vardi. Bu teyzemlerde kakara kikiri kutulari bosaltip, ozellikle mutfak esyalarini yerlestirdiler. Fena da olmadi, en azindan kutular acilmis oldu.
Sali gunu yogunluk tam gaz devam etti. Bu sefer yine bir iftar yemegi icin Wellington'a dogru yola ciktik. Yol arkadaslarimiz, bizi etkinlige davet eden Faruk ki onun arabasi ile gittik ve bir de burada doktora yapan genetikci Ibrahim'di. Etkinligi merak edenler icin etkinlik Yeni Zelanda Parlementosun'da yani Meclisinde iftar yemegiydi. Ben en cok Konsolos ile tanisacagim icin yemege katilmak istemistim, nitekim de tanistik. Karizmatik, tam Burokrat, bakimli mi bakimli bir bayan. Ayakustu tanistik, konustuk. Sonrasinda masadaki Hristiyan dini temsilcileri, Pakistanli aile ile kisa sureli muhabbetler dondu. Bir ara bir Yeni Zelanda milletvekili hosgeldiniz diye yanimiza geldi. Auckland'dan Turkler ile tanistik. Bir tanesi benim gibi Dokuz Eylul Matematik mezunuydu ve burada senelerdir matematik ogretmenligi yapiyor. Bir digeri de Ozan'in bolumundan Aucklan kampusunden bir hoca. Etkinlik sonrasinda biraz yemeklerin kotu olmasindan kaynakli hayal kirikligi ile eve donduk. Gunun en onemli olayini nasil da atladim, bugun Ozii'min dogum gunuydu. Sabahimiz dogum gunu kutlamasi ve zamanlamasi muthis olan hediyesi ile gecti.
Bir diger yogun gun de Carsambaydi. Sabah hemen yerlesme calismalarina basladim. Henuz elektrikli esyalar (buzdolabi, vb.) icin donusturucu fis almadigimiz icin mutfaga giremedim, camasir yikayamadim. soyle bir salona ceki duzen verdikten sonra ogleden sonra Haticeler geldi. Evi biraz gosterdikten sonra beraber karnimizi doyurmak icin Eminem'e gittik. Sonrasinda da iki bucuk aylik Turkiye tatilleri icin Haticeleri havaalanina biraktik. Sagolsun bu surecte arabalari bizde kalacak. Bizim icin oyle guzel bir nimet ki anlatamam. Kucuk bir ulke oldugu icin toplu tasima kavrami cok zayif. Altimizda araba da olunca hemen donusturucu ihtiyacimizi gidermek uzere alisverise gittik. Gunu de tamamlamis olduk.
Temizlik ve yerlesme isi Pazar aksama kadar surdu ve su an dekorasyonu icimize sinen evimizin keyfini cikariyoruz. Evde isleri bitirmis olmamin verdigi huzur ile bugun Ozii ile universiteye gittim ve dersine girdim. Cok keyifli bir ders izledim. Ogrenci olasim gelmedi desem yalan olur.
Evin disini paylasmistim, simdi evin icinden panaromik fotograflarim ile ve birkac haftaya ait diger fotograflar ile gunlugumu bitiriyorum.
|
Ozii'nin sinifi |
|
Parlemento'da Iftar |
|
Evin en sevdigim odasi - Yasam alanimiz - THE LOUNGE :) |
|
Burada lux takiliyoruz. Ebeveyn banyolu yatak odamiz. My Precious!! Degerlimisss!! |
|
Mutfagimiz |
|
Ozenle dekore ettigim, her karesi bizi yansitan kose!! |
|
Shelly teyzenin hediye ettigi cicege gozum gibi bakiyorum :) |
|
En sevdigim alanlardan. Laundry! Turkiye'de de her evde Camasir alani ayri olur mu acaba? |
|
Yatak odasina sigamadigimiz icin giyinme odasi ayri oldu. Bir oda bosa gitti ama neyse. |
|
Bu da pek islevsiz, calisma masamiz. Islevsiz cunku soguk oda |