Tuesday 25 June 2013
Küçük Heyecanlar
Sunday 23 June 2013
Evden Kareler
Bugün hava güneşli, bu satırları yazarken pencereden yansıyan güneş içimi ısıtıyor. Havayı güneşli görünce ilk işim çamaşır yıkamak oldu. Eee daha kurutma makinamız yok. Çamaşırları güneşli olunca hava, bahçeye asıyoruz. Çok değişik deneyimle bunlar :)
Yaklaşık bir saat önce , günlerden Pazar, sabah kahvaltımızı 12 gibi geç bir saatte yapıyorken, kapının çalması ile irkildik. Pazar günü kargo da olmaz, gelenin kim olduğuna dair en ufak fikrimiz yoktu. Kapıyı açtığımızda karşımızda iyi giyimli, orta yaşlı, çok şeker gözüken teyze ve amca vardı. Komşularımızmış. Çaprazdaki evde oturuyorlarmış. Ellerinde küçük bir mor saksı çiçeği, menekşegillerden ve bir de bizim için yazılmış süslü bir kart vardı. Bize hoşgeldin demek istemişler. Çok şaşırdık, en baştan beri bize Türkiye'deki komşuluğu, insanlığı aratmayacak bir çok iyi ve yardımsever insan ile tanışmıştık ve bu şekilde komşuların hoş geldin demesi de başka bir güzellik oldu.
Hava güneşli, sevimli komşular. Bugün ruh halim iyi.
Evden ve bahçeden çektiğim birkaç fotoğraf ile günlüğümü bitirmek istiyorum.
Bahçemiz :) Karşıdaki küçük camlı yer sera. |
Arka bahçe ve Limon ağacı. Üzerindeki limonlara da dikkatinizi çekerim. En arkada da çamaşır asmak için yer var. |
Yan bahçedeki Palmiyeler :) |
Burası keyif alanı olacak. Ama daha kullanıma açmadık. Kahveye beklerim. |
Ozii, cam kenarı, bahçeye bakan masamızda çalışıyor. |
Salonun diğer kısmı. Buradan üstteki fotoğrafta bahsettiğim keyif alanına çıkılıyor. Buraya yemek masası gelecek . |
Sokak Kapımız |
İkea stili koltuklarımız. Eşyalarımız gelince bu koltukları işte o keyif alanına koyacağım. |
Harry Potter seyredip, şarap ve cider keyfi yapıyoruz :) Bu gece 5. bölümü izleyeceğiz, yuppi. |
Bu da bundan sonra hayatımızın vazgeçilmesi şemsiyelerimiz. Burada neredeyse hergün yağmur var. |
Kiralık eşyalardan oluşan yatak odamız. |
Komşularımızdan gelen çiçek ve Kart |
Tuesday 18 June 2013
Evdeki ilk gun...
Aslinda gunlugume cosku dolu ve yogun haftasonu trafigi ile baslayacaktim ama birkac saat once oyle bir olay yasadim ki hala olayin sacma ruh halini uzerimden atamadim. Soyle ki bugun evimize tasindik. Tum gun temizlik ve birkac esya kurulumu ile gecti. Aksam ustu hava karardiktan sonra, evdeki eksikleri listeleyip Ozii ile hem aksam yemegi yemege hem de yemek sonrasi alisveris yapip eve donme uzerine plan yaptik. Evden cikali birkac dakika olmustu ki ana caddede bacagima tas gibi sert birsey firlatildi. Hava karanlikti, etrafta bir kisi disinda kimse yoktu. O kisi de aci ile cikan cigligimi duyunca kulakligini cikardi ve bize dogru bakti. Soktaydim. Top gibi sarimtirak birseyin cok hizli geldigini gormem ile ciglik atmam bir olmustu. Oziinin omzuna kapandim. O seyin hizla gelisi gozumun onunden gitmiyordu. Sonra sakinlesip uzerimden seken sari seye yoneldim. Limondu, tas gibiydi. Nerden gelmis olabilir diye etrafa bakindik birkac dakika. Etraf sakindi. Anlayamadik. Polise mi gitsek diye dusunduk. Yurumeye basladik, acaba yeni tasindigimiz mahalleden bir mesaj miydi? Mahallede fasistler mi vardi? Yemek icin Burger King'e vardik. Varinca Polis' e mail atmaya karar verdim ve mail attim. Yemekten sonra alisveris icin markete yurumeye basladik. Yolda bir tane limon gorduk. Tamda bana isabet eden gibi, sert. Biraz daha yuruduk ve bir tane daha gorduk. Sonra bir tane daha... Anladik ki manyak birileri arabadan ( tahminimiz) yol boyu saga sola limon atmis. Elle atilmasi da mumkun gelmiyor. Cok hizliydi. Ben sapan gibi birseyle atildigini dusunuyorum cunku bazi limonlar, yere carpma siddeti ile parcalanmislardi. Kotu bir olay yasadim ama en azindan sahsimiza yapilan fasizan bir saldiri degilmis. Evimizde ve huzurluyuz. Muzigimizi dinliyoruz....
Friday 14 June 2013
Duygusal yoğunluk...
Thursday 13 June 2013
Gökkuşağı...
Emlakçıdan çıktıktan sonra, hala saat çok erkendi ve erkenden odaya gidip sıkılmayalım diye etrafı biraz daha keşfedip bana fotoğraf makinesi bakalım dedik. Biz bunu dedik ya yağmur başladı. Burada günün herhangi bir vakti, hava güneşliyken, bir anda yağmur yağmaya başlayabiliyor. O kadar ince, ama sık yağıyor ki, ıslatmaz gibi gözüken yağmur bir bakmışsınız sizi fena halde ıslatmış. Güneşli havada yağan yağmur sonucu, tabii ki Gökkuşağı! Buraya geldiğimizden beri ikinci kez dün Gökkuşağı gördük. Buradaki Gökkuşakları inanılmaz. Renkler çok belirgin, başlangıç ve bitiş çizgisi bile çok net. Telefonun kamerası elverdiği kadar fotoğrafını çekebildim. Aşağıda görebilirsiniz. En büyük hevesim, makinemi alınca mükemmel kareler yakalamak istiyorum Gökkuşağı ile ilgili.
Küçük çaplı fotoğraf makinesi araştırmamız sonrasında Canon 60d almaya karar verdim. Bu model ile ilgili her türlü görüşe açığım, paylaşırsanız çok sevinirim. İlk yorumu Melih'ten aldım, kendisine çok teşekkür ediyorum.
Bugünü de aşağıdaki kampüs fotoğrafları ile bitirmek istiyorum. Görüşmek üzere...
Wednesday 12 June 2013
Otel atraksiyonları: Fitness ve Spa
Uzakta olmak ve haberleri sadece Facebook üzerinden takip etmek gerçekten çok can sıkıcı.
Bugün sabah haberlerinde polisin müdahalesi Yeni Zelanda haber kanalında birinci haber olarak girdi. Az da olsa buradaki haberlerden de dış basına olayların nasıl yansıdığını takip edebiliyoruz.
Buradaki gündemimize dönersek;
Dün sonunda otelin sunduğu imkanlardan yararlandık. Şehir merkezindeki fitness salonuna gittik ve sonra odadaki SPA havuzunu kullandık. Evet çok enteresan odanın içinde, yatağın hemen yanında bir SPA havuzu var. Odanın içinde öyle bir şeyin olması en baştan beri beni rahatsız ediyordu ama dün kendisini kullanıma açınca bir nebze de olsun varlığına alıştım.
Fitness salonu tam otel ile kiraladığımız ev arasında kalıyor. Amacım oteldeki son bir haftamız boyunca salona ücretsiz gitmeye devam etmek ve sonra yeni evimize taşınınca aynı salona üye olmak. Salonu oldukça beğendim. Cardio alanı kocaman, aerobik ve step egzersizlerinin yapıldığı salon da çok büyük, neredeyse 50-60 kişi kapasiteli. İzmir'deki fitness salonlarından gördüğümüz en büyük farkı ise içinde kapalı basketbol sahası olması, hem de çift pota.
Fitness ve SPA aksiyonundan sonra ilk kırmızı şarabımızı içip yattık.
Odadaki, yatağın hemen yanındaki SPA havuzu |
Kırmızı Şarap - Merlot |
Tuesday 11 June 2013
İlk Hafta...
Yeni Zelanda'da ilk biramız - Köşe'deki Irish Pub :) |
Ev Bakma Volume1 - Güneşli bir Cumartesi gününden... |
Cumartesi gecesi Rugby Gecesi - NZ vs France ( 23-13 NZ kazandı) Ekranda Haka dansı! |
Ev Bakma Volume 2 - Bulutlu bir Pazartesi Sabahı :) |
Ozii'nin Ofise Yerleşmece - Office in Office |
Dün Akşam Yemeğimiz ve İlk Beyaz Şarabımız |