Sunday 17 November 2013

Bahar geldi, hoş geldi...

Bahar artık tam anlamıyla geldi diyebilirim, en azından kabanlarımızı artık giymiyoruz. Burada bahar alıştığımızdan farklı olarak bol ruzgarlı geçiyor, bunu ogrendikten sonra artik baharin gelisini degil de yazin gelisini iple cekmem gerektigini ogrenmis oldum. Yaza dair bir suru plan yaptik, planlarimizi gerceklestirmek icin gerekli olan en onemli seyi de aldik, arabamizi :) Artik gezmememiz, Yeni Zelanda'yi kesfetmememiz; yildizlarin altinda, sarap baglarinin ortasinda, okyanus kiyisinda uyumamamiz icin hicbir neden kalmadi. Bundan bir ay once hayalimiz araba aldiktan sonra tatil icin otel ayarlamakti, ta ki bir tanidigimiz bize Yeni Zelanda'da oldugumuzu, ne diye kendinizi dort duvar arasina kapatacagimizi hatirlatana kadar. Bizi kamp yapma ile ilgili oyle bir motive etti, oyle bir heyecanlandirdi ki, su an hic bilmedigimiz kamp olayina kendimizi adamis durumdayiz. Bu hafta ile birlikte, cadir fiyatlarini, uyku tulumu cesitlerini, pratik bir mangali, buzlugu ve gerekli bilumum ihtiyaci listelemeye ve arastirmaya baslayacagiz. Gercekten bu yil, hic olmadigim kadar doga ile butunlesmek, degisik koylari ve guzellikleri kesfetmek, dilediginiz yerde kamp yapmak, yildizlari seyrederek ya da dalga sesi ile uyumak istiyorum. Hala denize yani okyanusa nerede ve nasil girecegim tam bir muamma. Kopekbaliklarinin varligina ama aslinda yokluguna nasil alisacagim bilmiyorum. Yani elbette varlar, ama sahile gelmezler, mi acaba? Bakalim, can kurtaranli, mavi bayrakli, bol insanli, guzel kumsalli bir yer bulursak gercekten yuzmek istiyorum. Belime kadar girsem de olabilir :D

Gecen hafta bir diger planimizi yerine getirmek icin ilk calismalara basladik. Bahcedeki yabani otlari yolduk ve Ozii kucuk seranin icinindeki topragi havalandirdi. Calismalara baslamadan once, benim icin en zevkli kisim olan bahce alisverisini tamamladik. Ilk aldigim sey Gumboot oldu. Ozii'ye en basta demistim Gumbootum olmadan kimse beni bahceye sokamaz diye. Kendime visne curugu renginde bir Gumboot ve ona uygun guzel deri bir bahce eldiveni sectim. Benim bahcesel moda alisverisim bittikten sonra, asil ihtiyacimiz olan seyleri aldik; kurek, capa, hortum ucu aksesuarlari, budama makasi, yabani ot oldurucu bir kimyasal, topragi verimli hale getirici , burada "compost" adi verdikleri organik gubre diye cevirilen, ama gubre oldugunu sanmadigim, verimli toprak diye adlandirmayi tercih ettigim madde :). Ha bir de bir suru tohum; domates, kabak, marul, bilimum yesillikler, vs. Once bunlari ekmeye baslayacagiz, yer kalirsa daha ekmek istedigimiz cok sey var. Bugun de hava yagmurlu olmasa amacimiz, compostu toprak ile karistirip, ekme islemine gecmekti ama artik haftaici bir gune kaldi.

Bu ara tatil plani yapmak ve bahce ile ugrasmak disinda bol bol dikis diktim ve onumuzdeki hafta da dikmeye devam edecegim. Uzunca bir sure cok bir yere davet edilmemistik, benim de işe baslamamla 'baby shower'lar, 'house warming party'ler hepsi bir araya geldi ve hediye hazirlama olaylari iyice çildirdi. Ofiste 3 bayan icin 'baby shower', yani bebek hediye gunu organize edildi. Ne alsam, ne etsem derken, basit ama hos bir hediye hazirlamak geldi icimden. Üçüne de Evrim'den ogrendigim akilli bebek onlugu dikmeye karar verdim. Isin ogrenme kismi zaten birkac gunumu aldi. Sonra kumas secme ve dikis kismi, ki bu kisim en kolayiydi. Bunu da hallettikten sonra hic dusunmedigim bir ayrintiya takili kaldim, çıtçıt! Aldigim çıtçıtlar uygulamasi cok zor cikti. Bir gecemi çıtçıt mekanizmasini cozmek ile harcadim. Elimde çekiç, bir oyle denedim bir boyle denedim nafile. Gecenin sonunda vazgecip, bir sonraki gun nerede çıtçıt yaptirabilirim diye sehri dolasmaya basladim. Yaklasik bes yere gittim, hepsi birbirine yonlendirdi ama hic biri citcit yapmıyordu da, satmiyordu da. Hepsi buraya bak ama sanmiyorum cevabini verdiler. O gunu yine elim bos tamamladim. Bir sonraki gun ilk citciti aldigim yere gittim, sonunda evde uygulamasi daha basit bir citcit buldum. Tabii ki yine cekic ile uygulaniyordu ama bu sefer becerebildim. Isi bilmeyince, acemi olunca, bir saatlik is benim 4-5 gunume ve yarattigi strese mal oldu. Neyse ki degdi, hediyelerim cok begenildi, hatta bu sayede bir sosyal cevre olusturmus oldum. Is yerindeki hatunlar, bize de ogret demeye basladilar. Dilim dondugunce ben de acemiyim demeye calistim ama yaptigim seyleri gordukleri icin pek de ikna olmadilar. Bu konuda alcak gonullu olmayacagim, pek temiz is cikardim :) Ustad Evrim'e tekrar cok tesekkur ederim. Bu anlattigim Carsamba gecesiydi. Persembe gunu hediyeleri sahiplerine teslim ettikten sonra bir sonraki hedef Cumartesi gunku hatunlardan birinin ozel 'baby shower'i icin yastik dikmekti. Ozel kumas secmeye vaktim olmadigi icin evdeki kumaslardan birseyler cikarmaya calistim. Bu isin de en zor kismi bu oldu, cunku evdeki kumaslar cok hatunsal, pek bir fancydi, ama bebek erkek. Isin icinden cikamayinca Ozii'den yardim istedim, Ozii ile birlikte en az fancy olacak sekilde kumaslari sectik ve gerisi sadece birkac saatimi aldi. Kalip cikar, kes, on yuz aplikelerini hazirla, tersten dik ve bingo, dış kısım hazır. Hazırda tabii sıradaki is icini doldurmak, iki parmaklik yerden yastiga elyafı sokusturmak. Hem beceremedigim hem de sonucu gormek icin sabirsizlandigim icin en sikici gelen kisim. Onu da bir sekil tamamladiktan sonra, boom gummm, ondeki pencere aplikesi sokulmeye basladi, kumas ip ip oldu, ben de bir panik havasi. Saatlerimi verdigim yastik, hediye edilemez bir halde karsimda duruyordu. Neyse ki canim Ozim imdadima yetisti ve zaten aklimda olan, ama cok bir susulu olur diye yapmak istemedigim perdeler konusunda beni ikna etti. Pencerelerin kenarlarina elle tulden perde diktim. Guzel de oldu. Yastigimin ismi 'Catidaki kocasina, korkulu gozlerle bakan baykus hanim'.

Dikisli gunler dur durak bilmiyor, simdi de haftaya olan iki "house warming party" yani yeni ev daveti icin salonlarina guzel birer yastik hazirlayacagim. Bugun malzemelerimi aldim. Basina oturmak icin oldukca heyecanliyim.

Uzun suredir fotograf paylasmadigimi dusundum. Herhangi bir tarih sirasi olmaksizin, telefonun karesine yansiyan son donemden ve yazdiklarima dair fotograflar:


Ozii ve Yaver, 29 Ekim Resepsiyonun'da!

Sofra Kebap - 29 Ekim Resepsiyonu'ndan donerken yemek yedigimiz donerci. Abi'nin tek hayali Kolombiya'li partneri ile bir yat alip, dunyayi dolasarak Turkiye'ye donmek. Kendisi Oludeniz'li.

Cici mi cici arabamiz

Citcit oncesi akilli onluk
Citcitli ve tamamlanmis, verilmeye hazir akilli onlukler

Cumartesi gunku, Bridget'in ozel baby showeri

Taiwan'li is arkadasim Teresa ve 1,5 aylik kopegi DaDa!
Catidaki kocasina korkulu gozlerle bakan baykus hanim


Yine 29 Ekim Resepsiyonu'ndan, Ezel ve biz. Yazmasam olmaz, Ezel Hobbit setinde yer almis ve elflerden birini canlandirmis. Ne deneyim ama :)

Dunden taptaze bir fotograf. Emine'nin dogum gununu kutladik. Sol bastan sayarsak; biz, Burak, Yaver, Kubilay, Emine.